- güç getirmek
- pêkarîn
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
oldubittiye getirmek — geri dönülmesi güç veya olanaksız bir durum yaratmak, emrivaki yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bela — is., Ar. belā 1) İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum Kumar, toplum için büyük bir beladır. 2) Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse Hayatta dipdiri yanmak belasından da kurtulmuştum. Y. K. Beyatlı 3) Hak edilen ceza Allah belasını… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dengelemek — i 1) Dengeli duruma getirmek 2) fiz. Bir cismi güç katarak veya eksilterek denge durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
becermek — i 1) Güç görünen bir iş veya duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek Becerebilsek şarkı da söyleyeceğiz. R. N. Güntekin 2) alay Bir şeyi kullanılmaz duruma getirmek, bozmak, kirletmek Bayramlık elbiseni ilk giyişte becerdin. 3) argo Irzına geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çelikleştirmek — i 1) Çelik durumuna getirmek 2) mec. Güçlendirmek, güç kazandırmak Almanya akıl almaz bir çabuklukla yeniden kalkındı, ekonomisini çelikleştirdi, parasını altın yaptı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
güçlendirmek — i Güçlü duruma getirmek, güç kazanmasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
güçleştirmek — i Güç duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
halletmek — i, der, Ar. ḥall + T. etmek 1) Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak 2) Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti. M. Ş. Esendal 3) Bir cismi bir sıvı içinde eritmek 4) mat. Çözmek 5) … Çağatay Osmanlı Sözlük
takat — is., ti, Ar. ṭāḳat Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. A. Gündüz Birleşik Sözler takat sınırı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller takat getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaat — is., di, Ar. vaˁd Bir işi yerine getirmek için verilen söz Son seçimleri yeni nükleer güç santralleri açmak vaadi yüzünden kaybetmiş. H. Taner Birleşik Sözler vadetmek vadolunmak akit vaadi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vaatte bulunmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük